Değerli TÜBİTAK takipçileri,
Haftanın;

  • Bilim ve teknoloji gelişmelerini,
  • Çağrı ve duyurularını,
  • Yeni proje ve programları hakkındaki bilgileri sizler için derliyoruz.

TÜBİTAK Kurum Etkinlikleri ve Haberler

TÜBİTAK’ın Katılımıyla Meclis Bahçesi Çocuk Bahçesi ve Bilim Şenliği Etkinlikleri Başladı

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) TÜBİTAK’ın da katılımıyla “Meclis Bahçesi Çocuk Bahçesi ve Bilim Şenliği” başladı. TBMM bahçesi çocuk bahçesine dönüştürülerek belirlenen temalarda eğitici ve eğlendirici bilim stantları açıldı. Ankara’da konaklayan depremzede çocuklar ile Ankara’nın çevre ilçe ve mahallelerindeki çocuklara yönelik bilim atölyesi, bilim gösterileri gibi çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor.

Etkinliğin açılışına TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal katıldı.

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, yağmura rağmen ilginin büyük olduğu tüm stantları gezdi. Çocuklarla birebir ilgilenen Mandal, onlarla keyifli sohbetler gerçekleştirdi. TÜBİTAK Başkanı Mandal, daha sonra TBMM’deki Çocuk Özel Oturumunu izledi.

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’ın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Mesajı

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Mesajında “Bugün, ulusal egemenliğimizin simgesi Türkiye Büyük Millet Meclisimizin kuruluşunun 103. yıldönümünü ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutlamanın gururunu ve sevincini yaşıyoruz.” diyen Mandal, “Toplumumuzun yaşam kalitesinin artmasına ve ülkemizin sürdürülebilir gelişmesine hizmet eden, bilim ve teknoloji alanlarında benimsediğimiz yenilikçi, yönlendirici, katılımcı ve paylaşımcı vizyonumuzla 2023 yılı hedeflerimiz doğrultusunda büyük ve önemli başarılara imza attık.” ifadeleriyle TÜBİTAK’ın başarılarına vurgu yaptı.

Prof. Dr. Mandal, “COVID-19 pandemisi, 6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen ve 11 ilimizi etkileyen depremler, seller, aşırı hava koşulları, iklim göçleri gibi önümüzdeki yıllarda karşı karşıya kalacağımız küresel güçlükler bize bir kez daha gösterdi ki; çocuklarımıza yaşamaya değer bir dünya bırakmak için bilim ve teknolojiden başka çıkar yolumuz yok. Gazi Mustafa Kemal’in “Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir” sözlerini rehber edinerek çocuklarımıza sağlıklı ve güzel bir gelecek bırakabilmek için onları bilim ve teknolojiyle eğitmek zorunda olduğumuzun farkındalığı, gençlerden beklentimizin büyüklüğü bizlere de kurumsal olarak sorumluluk yüklüyor.” değerlendirmelerinde bulundu.

Mandal mesajını, “Milli iradenin ve egemenliğin öneminin vurgulandığı bu anlamlı günde, Türkiye Cumhuriyeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve mücadele arkadaşları ile hayatlarını millet, devlet ve değerlerimiz için feda eden aziz şehitlerimizi, gazi ve kahramanlarımızı, ebediyete intikal etmiş bilim insanlarımızı rahmet, minnet ve şükranla anıyor, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı” gönülden kutluyorum.” diye sonlandırdı.

“Bilim ve Teknoloji Temelli Çalışmalarımızı Hız Kesmeden Sürdüreceğiz”

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Ramazan Bayramı Kutlaması için bir mesaj yayımladı. “Bayramlar, birlik ve beraberlik duygusunun yoğun olarak yaşandığı; sevgi, saygı, barış, kardeşlik ve yardımlaşmanın pekiştiği özel günlerdir.” diyen Mandal, “Bu Bayrama 6 Şubat tarihinde gerçekleşen, karada son yüzyılın dünyada en büyük felaketi olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen insanlarımızın hüznünü, üzüntüsünü kalbimizde hissederek giriyoruz. Ancak, geleceğimiz için umut ve güven doluyuz. Birlikte çalışma ve birlikte başarma yaklaşımıyla elde ettiğimiz deneyimleri, yakaladığımız başarıları, gerek deprem gibi afetlerle, gerekse diğer olası küresel risklerle mücadelede kullanmaya devam edeceğiz. Ülke ve insanlık olarak daha sağlıklı,  daha ferah, daha mutlu yarınları inşa edebilmek için bilim ve teknoloji temelli çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz. İnanıyorum ki, bu çabalarımız sonuçsuz kalmayacak. Bu duygularla Ramazan Bayramımızı tebrik ediyor; Bayramın milletimiz ve insanlık için sağlığa, sevgiye, barışa ve huzura vesile olmasını temenni ediyorum.” ifadelerini kullandı.

TÜBİTAK RUTE'nin Geliştirdiği Eskişehir 5000 Raylara İndi

Türkiye’nin ilk yerli ve milli elektrikli anahat lokomotifi Eskişehir 5000'in adını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Eskişehir’deki toplu açılış töreninde açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan toplu açılış töreninde TÜRASAŞ Fabrikasına canlı bağlantı yaptı. TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ile görüşen Erdoğan, Eskişehir 5000'i ilan etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği direktifle Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Yardımcısı Enver İskurt,  Vali Yardımcısı Kübra Kurtoğlu Vural, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal,  TÜRASAŞ Genel Müdürü Mustafa Metin Yazar, TCDD Genel Müdürü Hasan Pezük, TCDDT Genel Müdürü Ufuk Yalçın ve TÜBİTAK RUTE Müdürü Dr. Tolgahan Kaya kurdelayı kesti.

Türkiye’yi bir alanda daha dışa bağımlılıktan kurtaracak olan Eskişehir 5000 resmi olarak raylara indirilmiş oldu.

Eskişehir 5000, Avrupa Birliği Demiryollarında Karşılıklı İşletilebilirlik Teknik Şartnamesi (TSI) sertifikasına sahip olmasıyla dikkat çekiyor. Yük ve yolcu taşımacılığı yapabilecek lokomotif, 140 km/s hıza sahip yeni nesil bir elektrikli anahat lokomotif olarak benzerlerinden ayrılıyor.

TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü Açıldı

TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü'nde bulunan Medikal Biyoteknoloji Mükemmeliyet (MEDİBİYO) ile Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Test Merkezi (BKTM), TÜBİTAK Gebze Yerleşkesinde düzenlenen törenle açıldı. Açılış törenine Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal katıldı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, açılış töreninde yaptığı konuşmada, TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü'nün, aşı ve ilaç geliştirme, KBRN araştırmaları gibi kritik konularda dünyada öncül merkez olacağını belirterek, "Farklı aşı ve genetik ürünleri, biyoteknolojik ilaç ve aşı adaylarını hücreden başlayarak üretilebileceğiz. Kanser tedavisinde önemli yere sahip hücre tedavi sistemlerini, DNA zincirlerini kesmeye ve yeniden birleştirmeye olanak sağlayan embriyo çalışmalarını bu kampüste hayata geçirebileceğiz." dedi.

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da törende yaptığı konuşmada pandemi dönemini hatırlatarak, “Üç yıl evvel yine bu zamanlarda evlerimizden dışarı çıkamıyor, dışarıda da maskeli dolaşıyorduk.  Her gün akşam televizyonlarda kaç kişinin vefat ettiğini veya virüse yakalandığını izliyorduk. Belki bugün için unutmuş gözüküyoruz. Ama gelecekte bunları yaşayamayacağımızın hiçbir garantisi yok. Gelecekte belki iklim değişikliği başta olmak üzere değişik sebeplerle bu bağışıklığımız olmayabilir veya bugün için var olmayan virüslerle, bakterilerle karşı karşıya kalabiliriz. Bunlara hazırlıklı olabilmemiz için bugün açılışını yaptığımız kampus büyük önem taşıyor” dedi. Üç yıl evvel başlatılan çalışmalarda, laboratuvarda yapılan çalışmalarla özel sektördeki üretim çalışmalarının arasındaki ölçek büyütme ve pilot üretime ihtiyaç olduğunun tespit edildiğini ifade eden Mandal, Medikal Biyoteknoloji Mükemmeliyet Merkezinin, bu çalışmalara ev sahipliği yapacağını belirtti. Mandal, merkezin, sadece TÜBİTAK’ın bünyesindeki araştırmacılara değil, Türkiye’deki hem üniversitelerimize hem de firmalarımıza katkı vermek üzere hazırlanmış bir altyapı olduğunu kaydetti.

İMECE İle TÜBİTAK'ın Uydu Sistemlerine İhracat Yolu Açıldı

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, uzaya fırlatılan Türkiye'nin ilk yerli ve milli gözetleme uydusu İMECE'nin en önemli parçası elektro-optik kamerayı yurt dışına ihraç edeceklerini söyledi. Mandal, "Dost ve müttefik ülkelerden birisi tarafından optik kameramız talep edildi. Biz şu an 2 kamerayı onlar için üretiyoruz" dedi.

Dünyada, uydusunu tasarımından fırlatmaya hazır hale getirilmesine kadarki aşamaları yapabilen ülke sayısının 10’u geçmeyeceğini belirten Mandal, "İMECE’de tüm bu aşamaları TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü’ndeki 200’e yakın arkadaşımız gerçekleştirdi. Bunun çok kritik bileşenleri var. Birisi, yüksek çözünürlüğü sağlayan elektro-optik kamera. İkincisi uçuş bilgisayarı. Siz bir uyduya sahip olabilirsiniz; ama yazılımlar size ait değilse güvenlik açısından sürekli risk altındasınız. Siz bir teknoloji geliştirebilirsiniz; ama uzayda tarihçe kazandırmadıkça sadece bir teknolojiden ibaret olur. Türkiye’nin, cumartesi sabahı itibarıyla uzay tarihçesi oluşmaya başladı. Siz ileride bir kritik bileşen satacaksanız size ‘Ne kadar tarihçeli kritik bileşeniniz var?’ diye sorarlar. Geçmişte Rasat ve Göktürk-2’den belli tarihçeli olan ekipmanlarımız vardı; ama optik kameramız ilk kez tarihçe kazanıyor" diye konuştu.

Türkiye’nin yerli ve milli olarak üretilen ilk yüksek çözünürlüklü gözetleme uydusu İMECE, cumartesi günü Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) Vandenberg Uzay Kuvvetleri Üssü'nden yörüngesine fırlatıldı. Yüzde 90 yerlilik oranına sahip İMECE’den ilk sinyal de aynı gün içerisinde alındı. İMECE’de, elektro-optik kamera gibi kritik bileşenin yanı sıra uçuş bilgisayarı, elektrikli itki, yönelim ve yörünge belirleme, güç ve haberleşme alt sistemleri TÜBİTAK Uzay tarafından tasarlanıp üretildi. 680 kilometre irtifada konumlanan İMECE, 5 yıl boyunca hedef teşhis ve tespit, doğal afet, tarımsal uygulamalar gibi birçok alanda hizmet verecek. Uydu, dünyanın her yerinden görüntü elde edebilecek.

Kadın Araştırmacılarımızın Avrupa Komisyonu Başarısı!

Ufuk Avrupa kapsamında kadınlar tarafından yönetilen ve derin teknoloji odaklı çalışmalar yürüten firmaları desteklemek üzere Avrupa Komisyonu tarafından yürütülen WomenTech Programı’nın, 2022 yılı Ekim ayında kapanan ikinci çağrısı sonuçları açıklandı.

Tüm Avrupa’dan 467 başvurunun yapıldığı çağrı sonucuna göre, desteklenmeye hak kazanan 134 firma arasında, ülkemizden, kadın araştırmacılar tarafından yönetilen 7 firma da bulunuyor. Çağrı sonuçlarına göre ülkemiz, tüm Avrupa ülkeleri arasında en çok sayıda firması desteklenen 6. ülke oldu. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Mandal ‘Sürdürülebilir bir ekonomik kalkınma için toplumun her kesimi aktif olarak güçlüklere karşı yeni bakış açıları geliştirebilmelidir. 7 kadın teknoloji tabanlı girişimcimiz de bu başarılarıyla bir ilke imza atarak hepimizi gururlandırdı. Güçlü bir Ülke, güçlü kadınları olan ülkedir. Dolayısıyla, Ülkemizin, 26 Ülke arasından 6. Sırada yer aldığı, WomenTechEU çağrı sonucu oldukça önemlidir. Bu başarıya imza atan kadın girişimcilerimizi tebrik ediyorum’. dedi.

Başarılı olan şirketlerimizin çalışmaları sağlık, iklim değişikliği ve dijital alanlarında yoğunlaşıyor. Ayrıca, görme engellilerin yaşam standartlarını yükseltmeyi hedefleyen bir proje de desteklenen projeler arasında yer aldı.

Kızlarımız Avrupa’da Tarihi Başarıya İmza Attılar!

12. Avrupa Kızlar Matematik Olimpiyatında ülkemizi temsil eden öğrencilerimiz, iki Altın ve İki Gümüş madalya ile yurda döndüler

13-19 Nisan 2023 tarihlerinde Slovenya’nın Portoroz şehrinde düzenlenen ve 55 ülkeden 213 öğrencinin yarıştığı 12. Avrupa Kızlar Matematik Olimpiyatı’nda ülkemizi temsil eden öğrencilerimiz, iki Altın ve iki Gümüş Madalya kazandılar. Soruların tamamını çözerek Altın madalya alan iki öğrencimiz Avrupa sıralamasında birinci olurken; ülkemiz, 55 ülke arasında ülke sıralamasında ikinci oldu.

Geçen yıl 11.si düzenlenen yarışmada 1 Altın, 2 Gümüş ve 1 Bronz madalya kazanan takımımız bu yıl çıtayı daha da yükseğe çıkardı. TÜBİTAK BİDEB bünyesinde yürütülen 2202 Bilim Olimpiyatları Programı kapsamında ülkemizi Avrupa’da temsil etmek üzere yetiştirilen genç bilim insanı kızlarımız Melek Güngör ve İrem Gülce Yazgan Altın Madalya; Sena Başaran ve Zeynep Berra Uncu Gümüş madalya kazandılar.

12. Avrupa Kızlar Matematik Olimpiyatı’nda ülkemizi temsil eden geleceğin bilim insanı adayı öğrencilerimizi tebrik ediyoruz. Olimpiyatlara katılan tüm öğrencilerimize, ailelerine, öğretmenlerine, başta Komite Başkanlarımız olmak üzere eğitimlerde görev alan tüm akademisyenlere teşekkür ediyoruz.

TEKNOÇABA Tanıtım Seminerleri İlgi Görmeye Devam Ediyor

TÜBİTAK, TEKNOÇABA çağrıları ile depremden etkilenen 11 ildeki KOBİ’lerin rekabetçiliğine destek oluyor. Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB), 6 Şubat 2023 tarihli depremlerin etkilediği illere yönelik olarak 1501-Sanayi Ar-Ge Destek Programı ve 1507-KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı kapsamında açılmış olan “2023-DEPREM BÖLGESİ Özel Çağrısı-TEKNOÇABA” çağrıları için paydaşları bilgilendirdi.

Daha önce Diyarbakır ve Kahramanmaraş’ta düzenlenen etkinliklere, sanayi ve ticaret odalarının katkıları ile 10 Nisan’da Adıyaman ve Şanlıurfa’da, 12 Nisan’da Adana ve Osmaniye’de, 13 Nisan’da ise Elazığ ve Malatya’da devam edildi. TEKNOÇABA çağrılarının yanı sıra diğer TEYDEB destekleri sanayicilere tanıtıldı ve program detayları ile ilgili bilgiler verildi. TÜBİTAK Programları ile beraber Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve KOSGEB destekleri de sanayicilere tanıtıldı. TEKNOÇABA eğitim ve bilgilendirme faaliyetleri çevrimiçi ve yüz yüze düzenlenecek etkinliklerle devam edecek. 27 Aralık 2023 tarihine kadar açık kalacak TEKNOÇABA çağrılarına, 11 ilde yer alan KOBİ’ler başvuru sunabilecek.

Depremzede Çocuklar Felaketin İzlerini Bilimle Siliyor

6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen ve asrın felaketi olarak nitelendirilen depremden etkilenen 11 ilimize (Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa) ve Sivas İli Gürün ilçesine özel olarak hazırlanan TÜBİTAK 4007 Afet Bölgesi Bilim Her Yerde Özel Destek Çağrısı kapsamında düzenlenen projeler hayata geçmeye devam ederken depremzede çocukların hayata tutunmasına da destek oluyor.

Depremler sonrasında ülkemizin içinde bulunduğu zorlu ve özel durumu göz önüne alarak çocuk ve gençlerimizin acılarını sarmak için bu kez 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş’ta, Sakarya Valiliği himayesinde İl Milli Eğitim Müdürlüğünce afetzede çocuklara yönelik, "TÜBİTAK 4007 Bilim Şenliği" düzenledi.

"Bilim Her Yerde" sloganıyla gerçekleşen etkinliklerde Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Avşar Kampüsü'ndeki çadır kentte kalan çocuklar, oluşturulan etkinlik alanlarında eğitmenler eşliğinde oyun oynadı.

Deprem bölgesinde yaşayan okul öncesinden liseye tüm öğrencilerin yaşama uyum sürecini destekleyen bilimsel faaliyetlerin; depremlerden doğrudan etkilenen 11 il ve bir ilçede uygulamalı etkinliklerle gerçekleştirilmesini destekleyen TÜBİTAK 4007 Afet Bölgesi Bilim Her Yerde Özel Destek Çağrısı kapsamında şu ana kadar desteklenen 37 projeden 5’i gerçekleştirildi. Halen 18 projenin değerlendirme aşamasında olduğu etkinlikler çocuklarımızın neşesini bilimle geri kazanması amacıyla yoğun bir şekilde devam edecek.

TÜBİTAK TEKNOFEST’e Damga Vuracak

TÜBİTAK bu yıl TEKNOFEST’te görkemli bir stantla bilim ve teknoloji meraklılarının karşısına çıkacak.
Katılımcıların etkinlikleri daha yakından takip etmesi ve bilgilere daha kolay ulaşması amacıyla QR kod uygulaması devreye alındı. “QR kodu okut, heyecana sen de katıl!” mottosuyla katılımcılar bu QR kod ile hem stantta sergilenenler, hem TÜBİTAK etkinlikleri hem de TÜBİTAK yarışmaları hakkında bilgi edinebilecek. QR kod uygulaması “ http://teknofest.tubitak.gov.tr “ adresine yönlendirecek ve bu site üzerinden Atölyeler, Etkinlikler, Yarışmalar, Sunumlar ,Söyleşiler ve daha fazlasına ulaşılabilecek.
2018 yılından beri TEKNOFEST’te yarışlarıyla yer alan TÜBİTAK, Festival Alanı I Blok’ta çeşitli etkinlikler ve sergi ürünleriyle birlikte 950 m2 standıyla TEKNOFEST İstanbul 2023’te festival katılımcılarını ağırlamayı bekliyor!
Stantta TÜBİTAK RUTE açılışı yapılan ve adını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koyduğu Eskişehir 5000 Elektrikli Anahat Lokomotifi maketi ve Özgün Motor maketi ile yerini alacak.
TÜBİTAK SAGE de Gökçe, Kuzgun füzeleri ile TÜBİTAK standında boy gösterecek.
Stantta ziyaretçiler 15 Nisan’da uzaya fırlatılan ilk yüksek çözünürlüklü gözlem uydumuz İMECE Uydu maketini ve yıl sonunda uzaya fırlatılması planlanan Haberleşme Uydumuz TÜRKSAT 6A uydu maketini yakından inceleme fırsatı bulacak.
TÜBİTAK UME, Manyetometre, Pitot Tüp, Rubidyum Tabanlı Atomik saat, Tork Çubuğu’nu stantta sergileyecek. TÜBİTAK ULAKBİM de PARDUS 21.4 GNOME, PARDUS ETAP, PARDUS Kurumsal Ürün ailesi ile stantta yerini alacak.
Ayrıca aşağıda listelenen etkinlikler, bilim şovları ve atölyeler ile katılımcılar keyifli vakit geçirecek, eğlenirken öğrenecekler.
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal başta olmak üzere TÜBİTAK Uzmanları da TEKNOFEST boyunca TÜBİTAK standında olacak. Ziyaretçiler onlarla da tanışarak sorularını yöneltme fırsatı bulacaklar.

TÜBİTAK BUTAL’de “Laboratuvar Uygulamalarında Metot Geçerli Kılma ve Doğrulama Eğitimi” Gerçekleştirildi

TÜBİTAK BUTAL 2023 yılı planlı eğitim etkinlikleri kapsamında, özel sektör katılımcılarına yönelik olarak; metot geçerli kılma ve doğrulama çalışmalarının temelleri, gerekliliği, önemi ve metot performans özellikleri konusunda uygulamalı bilgileri içeren “Laboratuvar Uygulamalarında Metot Geçerli Kılma ve Doğrulama Eğitimi”17 Nisan 2023 tarihinde TÜBİTAK BUTAL‘de gerçekleştirildi.

Teorik ve uygulamalı bilgilerin verilmesinin ardından, genel değerlendirmeler ile tamamlanan eğitim, katılımcılara “Katılım Belgesi” verilmesi ile sona erdi.

Rejeneratif ve Restoratif Tıp Araştırmaları ve Uygulamaları Projesi, Kök Hücre Alanında Öncü Olacak Hedefleri Gerçekleştirmek İçin Çalışmalarını Sürdürüyor

TÜBİTAK - 1004 Mükemmeliyet Merkezi Destek Programı kapsamında desteklenen Rejeneratif ve Restoratif Tıp Araştırmaları ve Uygulamaları platformu, Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü‘nün liderliğinde yürütülüyor.

Kök hücre araştırma ve uygulamaları alanında Türkiye’de ve dünyada öncü tıp araştırma ve uygulamalarını gerçekleştirmeye yönelik olarak Şubat 2021 tarihinde başlayan araştırma programının 48 aylık süre sonunda tamamlanması planlanıyor. Platform kapsamında nadir rastlanan ölümcül-kalıtsal hastalıklar, doku hasarı, doku kaybı, kanser, dejeneratif ölümcül hastalıklarda kişiye özel tedavi uygulamalarının önünü açan hücresel tedavi ürünleri, doku mühendisliği ürünleri ve tanı kitlerinin geliştirilmesi hedefleniyor.

Bünyesinde 9 farklı Alt Proje ve 4 Araştırma Programı Yürütücüsü Kuruluş bulunan Rejeneratif ve Restoratif Tıp Araştırmaları ve Uygulamaları projesi; Birbiriyle kök hücre tedavisi alanındaki gelişmeleri gerçekleştirecek 8 farklı tıp projesinden ve bu gelişmelerin sosyo-kültürel, iktisadi, etik-hukuki etkilerini saptamaya yönelik sosyal bilim projesinden oluşuyor.

Sağlıkta Takip ve Tanıya Yönelik Ürün ve Sistemler NANOSİS’te, TÜBİTAK 1004 Desteğiyle Geliştiriliyor

TÜBİTAK 1004 – Mükemmeliyet Merkezi Destek Programı kapsamında desteklenen ve Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi SUNUM’un liderliğinde yürütülmekte olan Tümleşik, Ölçeklenebilir, İşlevsel Nanoyapılar ve Sistemler (NANOSİS) Platformu, sağlık için takip ve tanıya yönelik hızlı, ekonomik ve özgün nanoteknolojik bileşen, ürün ve sistemlerin geliştirilmesi hedefiyle çalışmalarına devam ediyor.

“Sağlığı tehdit edici ve kontaminasyona neden olan etmenlerin saptanması ve önlenmesine odaklanılmış araştırmalar” vizyonuyla değerli çalışmalar yürüten NANOSİS’te 4 yılda toplamda 23 son ürün, 33 yan ürün ve çeşitli ara ürünlerin çıkması beklenmekte.

NANOSİS’in  Araştırma programlarının ilki, sıvı fazında hastalıklara neden olacak ajanların tespitine yönelik projelerden oluşuyor. Bir diğer ise başlık gaz fazında hastalıklara, sağlık sorunlarına neden olabilecek birtakım kimyasalların tespitine yönelik algılayıcılardan oluşmakta.

Bir Ufuk Avrupa Başarı Hikayesi –SUSAAN Projesi - Sürdürülebilir Antimikrobiyal ve Antiviral Nanokaplama (Sustainable Antimicrobial and Antiviral Nanocoating)

Bulaşıcı hastalıklar hem insan sağlığı hem de küresel ekonomi için önemli bir tehdit oluşturarak küresel ölümlerin %20'sinden fazlasına neden olurken bu ölümlerin yaklaşık üçte biri virüslerden kaynaklanıyor ve bulaşıcı hastalıkların yaklaşık %80'i kirli yüzeylere dokunma yoluyla bulaşıyor.

Sürdürülebilir Antimikrobiyal ve Antiviral Nanokaplama SUSAAN projesi; aktif temas nesnelerinde yeni, sürdürülebilir, antiviral ve anti mikrobiyal kaplamaların geliştirilmesine odaklanıyor ve Ufuk Avrupa ( HORIZON-CL4-2021-RESILIENCE-01-20 - Antimicrobial, Antiviral, and Antifungal Nanocoatings (RIA) ) çerçeve programı kapsamında destekleniyor.

Proje kapsamında; inorganik nanopartiküller, biyobazlı aktif maddeler gibi aktif nanomalzemeler kullanılarak antimikrobiyal ve antiviral nano kaplama yapılan aktif temas nesneleri (tekstil, banyo ve anahtar soketler) BPR yetkilendirme prosedürü ile test edilerek onaylanacak. Proje çıktısı olarak çevresel, ekonomik ve sosyal etki değerlendirmesi yeni sürdürülebilir ürünler olması hedefleniyor.

Buz Dağları Ne Kadar Büyük?

7. Ulusal Antarktika Bilim Seferinde, TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü uzmanları deniz canlıları gözlemlerinin yanı sıra deniz buzları ve buz dağları üzerine de çalışmalar gerçekleştirdi. Gün geçtikçe artan sayıdaki buz dağları gemi seyrine engel mi sorusunun yanıtını sefer katılan uzmanlardan Kaptan Sinan Yirmibeşoğlu’na sorduk.

Yirmibeşoğlu “Yüzyıllar boyunca kara parçası üzerinde kar yağışı sonucu birikerek oluşan devasa buzullar, kutuplarda yaz aylarında sıcaklık artışıyla birlikte yüksek miktarda eriyerek kopmalar yaşıyor. Bu kopma hareketi sonucu denize düşen buzul parçaları artık buz dağı olarak adlandırılıyor. Buz dağları buzullardan koptuktan sonra tekrar geri bağlanamıyor ve rüzgâr-akıntı gibi doğal etmenler sonucu okyanuslar içinde eriyecekleri zamana kadar başıboş dolanıyor.” ifadeleriyle buz dağlarına ilişkin genel bir bilgi paylaştı.

“Günümüzde uydu teknolojisi sayesinde buzulların erime miktarları hesaplanırken buz dağlarının hareketleri de takip ediliyor.” diyen Yirmibeşoğlu, “ Buz dağları küçük bir kayıktan bir il boyutuna kadar uzayabilen büyüklüklere sahip olabiliyor.” vurgusu yaptı.

Çağrılar ve Duyurular

TÜBİTAK-TAGEM İş Birliği ile ARDEB Tarafından Açılan 1003-Tarımsal Araştırmalar Ortak Çağrısının Bilimsel Değerlendirme Sonuçları Açıklandı

Türkiye'de tarımsal Ar-Ge ve yenilik ekosistemine sunulan imkânların çıktı odaklı ve bütüncül olarak yönetilmesi amacıyla, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ile Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) arasında yapılan iş birliği çerçevesinde açılan "1003-Tarımsal Araştırmalar Ortak Çağrısı” kapsamında Araştırma Destek Programları Başkanlığına (ARDEB) önerilen projelerin bilimsel değerlendirme işlemleri tamamlanmıştır.

Çağrı kapsamında önerilen 192 proje önerisinden 186’sı bilimsel değerlendirmeye alınmış; 28 proje önerisinin desteklenmesine karar verilmiştir. 31 proje önerisi ile de 15 Mayıs 2023 tarihine kadar revizyon yapılarak tekrar başvuru yapılabilmesine imkan sağlanmıştır.

Panel değerlendirme süreci olumlu sonuçlanan projelerin yürütücüleri ve bağlı bulundukları kurumlara ilişkin veriler aşağıda sunulmuştur:

1003 Çağrısı - Desteklenmesine Karar Verilen Projeler

1003 Çağrısı - Tekrar Başvuru Yapılabilmesine Karar Verilen Projeler

Desteklenmesine/Reddedilmesine karar verilen projelere ilişkin değerlendirme raporlarına en geç iki hafta içerisinde http://pys.tubitak.gov.tr adresinden ulaşılabilecektir. Projeleri desteklenmesine karar verilen proje önerisi sahiplerinin değerlendirme raporu kendilerine ulaştıktan sonra bir hafta içerisinde (proje önerisinde talep edilen bütçeye göre) TÜBİTAK Bütçe Tablosunu doldurmaları ve iletilen adresten sisteme yüklemeleri gerekmektedir.

Söz konusu çağrılar kapsamında revizyon başvuru yapılabilecek projelere ilişkin değerlendirme raporlarına ise en geç bir hafta içerisinde iletilen adresten ulaşılabilecektir.

TÜBİTAK-Fransa Bosphorus Programı 2023 Yılı Ortak Proje Çağrısı Açıldı!

TÜBİTAK ile Fransa Dışişleri Bakanlığı arasında imzalanmış olan “Bilimsel ve Teknolojik İşbirliği Protokolü” çerçevesinde, 2023 yılı ikili iş birliği çağrısı açıldı.

Çağrı kapsamında tüm tematik alanlarda araştırma projeleri desteklenecek.

Ortak araştırma projesi önermek isteyen Türk bilim insanlarının, projeyi birlikte gerçekleştirecekleri Fransız araştırma kuruluşlarında çalışan bilim insanları ile proje ortağı olarak anlaşmaları gerekiyor

EMBO Burs ve Destekleri Çevrim İçi Bilgi Günü

Yaşam bilimleri alanında dünyada öncü kuruluşlardan biri olan Avrupa Moleküler Biyoloji Organizasyonu (EMBO) Burs ve Destek Programlarına yönelik olarak 25 Nisan 2023 Salı günü 10.30-12.00 saatleri arasında çevrim içi bilgi günü düzenlenecek.

Etkinlik ülkemizde yaşam bilimleri alanında çalışan araştırmacılar ve öğrencilerin EMBO Burs ve Desteklerinden daha fazla fayda sağlayabilmesi amacıyla farkındalık düzeyinin artırılmasını amaçlıyor.

2566 TÜBİTAK - Çin Ulusal Doğal Bilimler Vakfı (NSFC) ile İkili İş Birliği Programı Deprem Araştırmaları Çağrısı Açıldı

"2566 TÜBİTAK - Çin Ulusal Doğal Bilimler Vakfı (NSFC) ile İkili İş Birliği Programı Deprem Araştırmaları Çağrısı” kapsamında Türkiye ve Çin’deki araştırmacılar tarafından yürütülecek ortak araştırma projeleri desteklenecek.

Ortak araştırma projesi önermek isteyen Türkiye'deki araştırmacıların projeyi birlikte gerçekleştirecekleri Çin’deki araştırmacılar ile proje ortağı olarak anlaşmaları gerekiyor.

Belmont Forum İklim, Çevre ve Sağlık Ortak Araştırma Aksiyonu 2. Çağrısı Açılıyor

Çağrı, iklim, çevre, sağlık ve sosyal bilimler alanlarında çalışan araştırmacıların yer aldığı ve iklim-çevre-sağlık alanlarının kesişiminde sorunların ele alındığı disiplinlerarası projelerin desteklenmesini hedefliyor.

Çevresel davranış ve uygulamada karar bilimi (Decision-science of environmental behavior and implementation); Gıda, Çevre ve Biyolojik Güvenlik (Food, Environment and Biological Security);Ekosistemlere ve Popülasyonlara Yönelik İklim Riskleri (Climate Risks to Ecosystems & Populations) temalarındaki projeler başvuru yapabilecek.

Bilim ve Teknoloji Haberleri

Fotoğrafta Yapay Zekâ Tartışması: Dünya Fotoğrafçılık Ödülünü Yapay Zeka İle Kazanan Sanatçı Ödülü Reddetti

Alman sanatçı Boris Eldagsen’in, Yapay Zekâ yardımıyla oluşturduğu bir fotoğrafın, Sony Fotoğrafçılık Ödülleri'nde ödül kazanmasının ardından sanatçının,  'Yapay Zeka fotoğrafçılık değildir' diyerek ödülü geri çevirmesi tartışmalara neden oldu.

Dünya Fotoğraf Kuruluşu tarafından düzenlenen 2023 Sony Fotoğrafçılık Ödülleri kazananları arasında yer alan Boris Eldagsen, fotoğrafın Yapay Zeka ürünü olduğunu açıklayarak ödülü reddetti. "The Electrician" isimli Yapay Zekayla oluşturulan fotoğraf, farklı kuşaklardan iki kadını siyah beyaz olarak tasvir ediyor.

Fotoğrafı Yapay Zeka kullanarak yaptığını itiraf eden sanatçı, konuyu tartışmaya açmak için bu yola başvurduğunu duyurdu. Mainz Sanat Akademisi'nde fotoğrafçılık ve görsel sanatlar eğitimi alan sanatçı, ilk kez bir Yapay Zeka görüntüsünün prestijli bir uluslararası fotoğraf yarışmasında ödül aldığını belirten sanatçı, "Bu, tarihi bir an. Kaçınız bunun Yapay Zeka tarafından üretildiğini biliyordu?" diye sorarak ödülü reddettiğini açıkladı.

"Yapay Zeka tartışmasına ihtiyaç var"

Eldagsen, "Fotoğraf dünyası olarak açık bir tartışmaya ihtiyacımız var. Neyi fotoğraf olarak kabul edip etmeyeceğimize dair bir tartışma." dedi.

Alman fotoğrafçı, ödülü reddetmekle bu tartışmayı hızlandırmayı umduğunu kaydetti.

Yapay Zeka ile üretilen görüntülerin fotoğrafçılık olmadığını belirten sanatçı, ödülü bu nedenle ödülü geri çevirdiğini söyledi.

Görüntünün büyük ölçüde 'zengin fotoğraf bilgisine' dayandığını vurgulayan Dünya Fotoğraf Organizasyonu yetkilileri,  Eldagsen'ın eserinin yarışmanın kriterlerini karşıladığını ve kendisini desteklediklerini bildirdi. Ancak Eldagsen'ın isteği doğrultusunda kendisini yarışmadan çıkardıklarını belirten yetkililer, Yapay Zeka konusundaki tartışmaları desteklediklerini kaydetti.

Hissedebilen 3D Robotik El Yumurta Kırabilir Mi?

BBC’nin internet sitesindeki haberine göre Cambridge Üniversitesi'nden bilim insanları, doğru miktarda kuvvet kullanarak nesneleri kavrayabilen ve tutabilen 3D baskılı bir robotik el tasarladılar.

Üzerinde bulunan 16 sensör ile dokunduğu nesneyi "algılayan" robotik elin hassasiyetine ilişkin detaylı veriler henüz paylaşılmadı ancak araştırma ekibi, insanların bir yumurtayı alırken ne kadar güç kullanacaklarını içgüdüsel olarak bildiklerini, robotik el için bunun -halen- bir meydan okuma olduğunu söylüyor.

Daha önce Cambridge Üniversitesi'nde görev yapan ve şu anda University College London'da robotik ve yapay zeka alanında öğretim görevlisi olan Dr. Thomas George-Thuruthel ise hissedebilen robotik el için şunları söyledi: "Sensörler bir nevi robotun derisi gibi. Dokunduğu nesneye uygulanan basıncı ölçerek ağırlığını, sert ya da kırılgan mı olduğunu anlamaya çalışıyor.” 

Sadece bileğini hareket ettirerek çalışabilen ve parmaklarının bağımsız olarak hareket etmesini gerektirmediği için düşük maliyetli ve enerji tasarruflu olduğu da hissedebilen robotik ele dair verilen diğer bilgiler...

Yapay Zekâ Kanseri Yıllar Öncesinden Tespit Edebilir Mi?

Amerika Birleşik Devletleri’nde Boston Üniversitesi araştırmacıları akciğer kanseri taramasında büyük bir ilerlemenin eşiğinde olduklarını duyurdu: Yapay Zeka, hastalığın erken belirtilerini doktorların Bilgisayarlı Tomografi (CT) taramasında bulmasından yıllar önce tespit edebilecek.

ABD’li NBC News kanalının haberine göre; Mass General Kanser Merkezi ve Cambridge'deki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'ndeki bilim insanları tarafından geliştirilen Sybil adı verilen yeni yapay zeka aracı, bir çalışmada, bir kişinin gelecek yıl içinde akciğer kanserine yakalanıp yakalanmayacağını %86 ila %94 oranında doğru tahmin etti.

Bu gelişme, kanser teşhisi ve tedavisi konusunda yapay zeka teknolojilerinin kullanımının giderek yaygınlaştığı bir dönemde gerçekleşiyor. Uzmanlar, bu teknolojilerin doğru kullanıldığında hastalıkların erken teşhisinde ve tedavisinde büyük faydalar sağlayabileceğine inanıyorlar.

Massachusetts General Hospital Kanser Erken Teşhis ve Tanı Kliniği program direktörü Dr. Lecia Sequist'in, "Düzenli taramalarda bile, en yetenekli radyoloğun gözü her şeyi tespit edemez ve işte Sybil burada devreye giriyor. Geliştirdiğimiz yapay zeka, taramaya bir insan radyoloğun baktığından tamamen farklı bir şekilde bakıyor." sözleriyle anlattığı Sybil'in, kanserin nerede ortaya çıkabileceğine dair işaretler arayarak doktorlara nereye bakacaklarını işaret ederek kanseri mümkün olduğunca erken tespit edebildiği belirtiliyor.

Soğuk İklimde Yaşamak, Ömrü Uzatıyor Mu? Uzmanlar Yeni Kanıtlar Buldu

Soğuk iklimde yaşamanın ömrü uzattığına ve yaşlılığa bağlı hastalıkları engellemede doğrudan etkili olduğu ortaya çıktı. Bilim insanları, bu etkileri araştırarak iklimden bağımsız olarak daha sağlıklı bir yaşlılığın çaresini arıyorlar. Almanya'daki Köln Üniversitesi'nde yapılan yeni bir araştırma, bunun mümkün olabileceğini ortaya koyuyor.

Bilim insanları, soğuğun genetik etkisini anlayabilmek için insanlarla pek çok genetik benzerliğe sahip Caenorhabditis elegans (C.elegans ) türü solucanlar üzerinde bir çalışma gerçekleştirdiler. Çalışmada, insanlarda bulunan ve protein atıklarını parçalayan PA28γ/PSME3 proteazom aktivatörünün, C.elegans solucanlarındaki karşılığı kullanıldı ve sıcaklıktaki bir miktar düşüşün, aktivatörün çalışması ve zararlı proteinlerin birikmesinin engellemesi için yeterli olduğu ve daha da önemlisi, genetik mühendisliği ile proteazom aktivitesinin sağlanabileceğini keşfederek vücudun sıcaklığını düşürmeden 'kötü protein' birikiminin engellenebileceği tedavilerin mümkün olduğu görüldü.

Alzheimer, Parkinson gibi daha çok ilerleyen yaşlarda ortaya çıkan hastalığın, temelde bu kötü proteinlerin birikimi sonucu oluştuğundan yola çıkılarak Alzheimer ya da benzer hastalıkların kalıcı tedavisi bulundu denilemeyeceğinin altını çizen araştırmacılar hem 'sağlıklı yaşlanma' hem de yaşlanmaya bağlı hastalıkların tedavileri için önemli bulgular elde edildiğini belirtiyor.

Jüpiter'in Sırlarını Çözecek 8 Yıllık Yolculuktan İlk Fotoğraf Dünya’ya Veda Ederken Kaydedildi

Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Jüpiter’i keşfetmekle görevli JUICE uzay aracı 14 Nisan’da yola çıkmıştı. Aracın Güneş Sistemi’nin en büyük gezegenine doğru giderken kaydettiği ilk fotoğraflar da paylaşıldı.

Uzay aracının 14 Nisan günü Fransız Guyanası’nda bulunan Kourou’daki Avrupa Uzay Limanı’ndan ayrılmasını takip eden saatlerde çekilen JUICE’nin ilk selfie’sinde Dünya’nın fonda olduğu çarpıcı görüntüler yakalandı.

Uzay aracının önünde, sondanın güneş dizilerinin bir kısmını görüntülemek için çapraz olarak bakan bir izleme kamerası (JMC1) bulunuyor. Bu görüş alanı, konuşlandırıldıktan sonra uzay aracının antenlerini de görebilecek. JUICE’un ESA operasyon ekibi için izleme dağıtımı da JMC2 ile gerçekleşecek. Uzay aracının tepesinde yer alan kamera, 16 metre uzunluğundaki Buzlu Ay Keşfi Radarı (RIME) anteninin görüntülerini yakalamakla görevli.

RIME’ın birincil göreviyse, Jüpiter uyduları Europa, Ganymede ve Callisto’nun buzlu kabuklarının altını araştırmak olacak. Bu, gökbilimcilerin Jüpiter’in büyük uydularının buzlu yüzeylerinin altında gizlendiğine inanılan yeraltı okyanuslarını araştırmasına yardımcı olacak. Bilim insanları bu sayede söz konusu uyduların yaşama ev sahipliği yapabilecek ortamlara sahip olup olamayacağını araştıracak.

JUICE Uzay aracının, 2031 yılında Jüpiter sistemine ulaşması bekleniyor.

Jüpiter Yolcusu Uzay Aracı JUICE Dünya’yı İki Defa Daha Ziyaret Edecek

JUICE, sekiz yıllık yolculuğunun ardından 2031’de Jovian sistemine ulaştığında Jüpiter’in ve buzlu ayların yüksek çözünürlüklü görüntülerini çekmek için kullanacağı bilimsel bir kameraya da sahip. İzleme kameraları JUICE görevi boyunca aktif olacak ve görüntü yakalayacak. Bu görüntü yakalama işlemleri JUICE’un ivmelenmek adına Ağustos 2024’te gezegenimize dönüşünü de kapsayacak.

Kameralar ayrıca 2025’te Güneş’e en yakın ikinci gezegen olan Venüs’ten de ivme yardımı alacak. Bu aşamada uzay aracının bazı etkileyici Venüs görüntülerini yakalaması umuluyor. JUICE, son yerçekimi yardımını almak için 2026’da tekrar Dünya’yı ziyaret edecek ve Jüpiter’in yörüngesine yönlendirmek için kullanılacak.

Bilim İnsanları Saç Beyazlaması İçin Çözüme Çok Yakın

New York Üniversitesi Grossman Tıp Okulundan bir grup araştırmacı, yaşlanmanın en önemli belirtilerinden olan saçların beyazlamasını tersine çevirmenin veya önlemenin yolunu bulmaya bir adım daha yaklaştı. Dailymail gazetesinin haberine göre, araştırmacılar, farelerdeki yaşlanmanın belirtisi olan beyaz tüyleri inceledikleri sırada, birçok farklı hücre tipine dönüşebilen kök hücrelerin, kıl köklerindeki gelişim bölümleri arasında hareket etme yeteneğine sahip olduğunu keşfetti.

İnsanlarda da bulunan ve saç rengini kontrol eden melanosit kök hücrelerine odaklanan bilim insanları sıkışmış kök hücreli kıl köklerinin, normal saçlarda yüzde 15 oranındayken, aynı denekteki yıpranmış ve eski saçlarda bu oranın daha yüksek olduğu tespit etti. Bu bilgiden yola çıkarak, sıkışmış hücrelerin, gelişmekte olan kıl kökü (folikülit) bölmeleri arasında tekrar hareket etmesine yardımcı olmanın, insan saçının beyazlamasını tersine çevirmek veya önlemek için potansiyel taşıdığı sonucuna varıldı.

"Çalışmamız, melanosit kök hücrelerinin saçı renklendirmek için nasıl çalıştığına dair temel anlayışımıza katkıda bulunuyor." diyen çalışmanın baş araştırmacısı Qi Sun, araştırma ekibinin, kök hücrelere hareketliliği geri kazandırmanın veya onları pigment üretebilecekleri ve tüylerin grileşmesini durdurabilecekleri bölmeler arasında fiziksel olarak hareket ettirmenin potansiyel yollarını araştırmayı planladıklarını aktardı.

Yaşlandıkça saçlarda meydana gelen dökülme ve tekrar uzama döngüsünün, bu kök sayısının artarak sıkışmasına neden olduğu, bunun da saç köklerinin protein almasına engel olarak pigment hücrelerine dönüşmelerini engellediği biliniyor. Gençlikte ise bu hücrelerin gelişmekte olan kıl kökü bölmeleri arasında hareket ettiği ve farklı seviyelerde proteinlere maruz kaldığı ifade ediliyor.

Bilim Dünyasında Bir İlk: Araştırmacılar Dünyayı Yutabilecek Boyutta Olan Güneş Parlamalarını Laboratuvarda Üretti

ABD'deki Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü (Caltech)  araştırmacıları ilk kez laboratuvar ortamında Güneş parlamaları ürettiler.

Araştırmacıların bir laboratuvar ortamında muz büyüklüğünde plazma halkaları oluşturarak Güneş parlamalarının nasıl oluştuğunu taklit ettiği deney sonrası ortaya çıkan bulgular, mini parlamaların gerçekte yaşanan patlamaların nasıl etki yarattığına dair önemli bilgiler sağlayacak.

Güneş'te ortaya çıkan aşırı sıcak plazma bulutlarına Güneş parlaması veya alevlenmesi adı veriliyor. Güneş’te doğal şekilde meydana gelen parlamalar Dünya’yı birkaç kez yutacak kadar büyüklüğüyle biliniyor ancak araştırmacılar, ilk kez laboratuvar ortamında, küçük mini güneş patlamaları yarattılar.

Yapay Güneş Parlamaları Bilim Adına Bir İlk

Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nden bir grup araştırmacı, Nature Astronomy dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmada, bir gizemi çözmek için laboratuvarda kendi yapay korona döngülerini yarattı. Bu döngüler, mıknatıslanmış, gaz dolu bir haznenin içindeki bir çift elektrot arasından elektrik boşaltarak oluşturuldu. Oluşturulan plazma, manyetik alan tarafından bir döngü olarak kısa bir süre yerinde tutulduktan sonra mini bir parlama ateşledi.

Bu döngüler, yaklaşık 20 santimetre uzunluğunda, bir muz büyüklüğündeydi ve yaklaşık 10 mikrosaniye sürdü. Araştırmacılar, yapay ilmeklerin halatlara benzediğini doğrulayan özel kameralar kullanarak ilmeklerin nasıl büyüdüğünü ve sonra nasıl parçalandığını izledi.

Caltech’te yüksek lisans öğrencisi olan çalışmanın başyazarı Yang Zhang konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

“Eğer bir ip parçasını incelerseniz, onun tek tek iplikçiklerden oluşan örgülerden oluştuğunu görürsünüz. Bu tek tek ipleri birbirinden ayırdığınızda, bunların daha da küçük iplerden oluşan örgüler olduğunu görürsünüz. Plazma döngüleri de aynı şekilde çalışıyor gibi görünüyor.”

Tek Bir Atomun Fırlatılıp Tutulabildiği Optik Sistem

Araştırmacılar iki optik kapan kullanarak tek bir atomu fırlatıp yakalamayı başardıkları bir yöntem geliştirdi. Deneyde yüksek derecede odaklanmış lazer ışınları yardımıyla çok küçük nesneleri tutan ve hareket ettiren optik kapanlardan yararlandılar. Optik kapanlar kullanılarak tek tek atomların hareket ettirilebildiği daha önce gösterilmişti ancak bu yeni deneyde ilk kez bir atom bir kapandan fırlatılıp başka bir kapan tarafından yakalandı. Araştırmada geliştirilen atom fırlatıp tutma yönteminin kuantum bilgisayarlarda kullanılabileceği düşünülüyor. Araştırmacılardan Kore Bilim ve Teknoloji Enstitüsü çalışanı Jaewook Ahn, araştırmada serbest uçuş durumuna geçirilen atomların optik kapanlar tarafından tutulmaksızın ve onlarla etkileşmeksizin bir yerden bir yere hareket ettiğini, dolayısıyla atomların âdeta birer top gibi bir kapandan diğerine fırlatıldığını belirtiyor. Araştırma, optik kapanlar kullanılarak atomların belirli bir düzende dizilmesi hedefini de kapsayan bir kuantum hesaplama projesinin bir parçası olarak gerçekleştirildi. Ahn, proje çalışmaları sırasında sıklıkla atom dizilerinde bozukluklara neden olan düzenleme hatalarıyla karşılaştıklarını ve bozuk dizileri düzeltmek için etkin bir yol aradıklarını, söz konusu araştırmayı da bu amaçla yaptıklarını belirtiyor. Araştırmacılar serbest uçuş hâlinde atomlar elde etmek için mutlak sıfıra (-273°C) yakın sıcaklıktaki rubidyum atomları ile 800 nm dalga boylu lazerlere sahip optik kapanlar kullandı. Bir atomu fırlatabilmek için, atomu tutan optik kapanı ivmelendirdikten sonra kapanın gücünü kestiler. Bu da atomun kapandan ayrılmasına neden oldu. Daha sonra başka bir kapanı çalışır konuma getirerek gelen atomu yakalamasını sağladılar ve kapanı atom tamamen duruncaya kadar yavaşlattılar. Araştırmacılar yöntemin prensipte çalıştığını gösteren bir dizi deney yaptı. Atomları fırlatıp yakalamaya ek olarak atomların durağan hâldeki başka bir optik kapan içerisinden de fırlatılabildiğini ve atomların yolda karşılaştıkları başka atomlardan etkilenmediğini de gösterdiler. Ayrıca yöntemi atom dizileri oluşturmakta da kullandılar. Denemelerin %94’ünde serbest uçuş hâlinde atomlar oluşturmayı başaran araştırmacılar, şimdi teknikle ilgili ince ayarlamalar yaparak %100’lük başarı oranına yaklaşmaya çalışıyor.

Bilim ve Teknik Dergisi Nisan 2023 sayısından alınmıştır.

Worldcoin: Gerçekte Kimsin?

ChatGPT’nin geliştiricisi OpenAI CEO’su Sam Altman tarafından kurulan Worldcoin, kişilerin gerçek kimliklerinin dijital olarak kanıtlanabileceği global bir kimlik veri bankası oluşturmayı hedefliyor. Şu an hâlâ test aşamasında olan sistemi kullanmak isteyen kişiler Worldcoin uygulamasını indirip uygulamanın sağladığı özel optik sistemli bir küre ile iris taraması yaparak sisteme kaydoluyor ve kimliklerini doğruluyorlar. Böylece dijital olarak gerçek kimliklerini kanıtlayabilir hâle geliyorlar. Worldcoin, günümüzde yaşanan birçok sorunun kaynağı olan sahte sanal kimliklerin doğrulanması konusunda devrim yaratabilecek bir proje olarak öne çıkıyor. Özellikle sosyal medya platformlarında kullanılan sahte hesaplar, yanlış bilgilerin yayılmasına ve toplumsal sorunların artmasına neden olabiliyor. Bugün bile durum böyleyken insan gibi konuşabilen ChatGPT benzeri yapay zekâ araçlarının yaygınlaşmasıyla iletişim kurduğunuz kişinin gerçekten insan olup olmadığını veya gerçek kimliğini anlamak neredeyse imkânsız hâle gelebilir. 125,5 milyon dolar yatırım alan projede bir sonraki aşama, kendi dijital para birimini oluşturmak ve kullanıcılarının geleneksel para birimlerini ve dijital varlıklarını Worldcoin uygulaması üzerinden alıp satabilmelerini ve birbirine aktarabilmelerini sağlamak. Ancak biyometrik verileri toplayan yeni bir girişimin kullanıcı gizliliğini gerçekten güvence altına alıp alamayacağı büyük bir soru işareti. Worldcoin, sahte kimliklerin ortadan kalkması ve gerçek insanların kimliklerinin doğrulanması için önemli bir adım olarak karşımıza çıksa da uygulamanın nasıl kullanılacağı ve özellikle kişisel verilerin güvenliği konusunda endişeler de doğuruyor.

Bilim ve Teknik Dergisi Nisan 2023 sayısından alınmıştır.

Tarihin En Güçlü Roketi” Deneme Uçuşunda İnfilak Etti

ABD’nin uzay mekiği ve roket üreticisi SpaceX’e ait ve bugüne dek inşa edilmiş en güçlü roket olarak kayıtlara geçen roket sistemi Starship, deneme uçuşunda infilak etti.

Mars, Ay ve ötesine astronot gönderme amacıyla tasarlanan 120 metre uzunluğundaki devasa roketin fırtlatması 20 Nisan günü ABD Teksas'ta dünyanın ilk ticari uzay limanlarından biri olan Starbase'ten gerçekleştirildi.

Fırlatmadan sonraki ilk 3 dakika içinde Starship kapsülünün ilk aşama roket güçlendiricisinden ayrılması gerekiyordu ama ayrılma başarısız oldu ve yaklaşık dört dakika kadar yükseldikten sonra motorlarının ateş alması sonucu büyük bir gürültüyle patladı.

SpaceX ekibi, kazayı, ‘roketin güçlendirici parçadan hızlı plansız ayrışmasına bağladı. SpaceX'ten yapılan açıklamada, "Ekiplerimiz veriler üzerinde çalışmaya devam edecek ve bir sonraki fırlatma denemesine hazırlanacak. Böyle bir denemede öğrendiğimiz her şey bir başarıdır. SpaceX, yaşamı çok gezegenli bir hale getirmeye çalışırken bugünkü deneme, Starship'in güvenilirliğini artırmamıza yardımcı olacak. Tüm SpaceX ekibini kutlarız" denildi.

SpaceX’in sahibi Elon Musk, attığı twitte, başarısızlıkla sonuçlanan uçuş denemesinden ‘çok şey öğrendiğini’ ve ‘birkaç ay içinde’ başka bir test lansmanına hazırlanacaklarını duyurdu.

Mars’a mürettebat göndermeyi amaçlayan şirket, Ay ve ötesine insan ve kargo gönderimi için başlıca roket olarak 33 motoru bulunan Starship’i kullanmayı planlıyor.

Starship'in uzay roketlerinde önemli bir mihenk taşı olmasını isteyen Musk, insanlar için gezegenler arası yolculuğun başlayabileceğine inanıyor.